
Hafızayı İşlemek, bir fotoğrafa nakış atölyesi olarak başladı; eski fotoğrafların üzerine işlenen her nakış, zamanla bir araya gelen hikâyeleri, duyguları ve tanıklıkları birbirine bağlayan bir hat kurdu ve sürüyor.
Yalnızca görüntülere değil, o görüntülerin çağırdığı hislere, bastırılmış hafızalara ve sorulara da kulak veriyoruz. Gündelik hayatın, mekânların, insanların ve toplumsal olayların belleğimizde bıraktığı izleri birlikte konuşuyor, nakışla yeniden şekillendiriyoruz.
Fotoğraflar burada sadece geçmişe ait anlar değil; aynı zamanda görünmeyen, bastırılan ya da dile gelmemiş olanın da taşıyıcısı. Nakış ise yalnızca bir süsleme değil; bir anlatı biçimi, bir ifade aracı ve iyileştirici bir eylem olarak var oluyor.
Her ilmekte kişisel olanla toplumsal olan, geçmişle bugün arasında yeni yollar açılıyor. Bu yollar, zamanla yalnızlığı aşan bir dayanışmaya, güvenli alanlarda bir araya geldiğimiz bir paylaşım zeminine dönüştü.
Sessizlikleri işleyen, eksik kalmış dokunuşları tamamlayan bu yolculuk, her bir katılımcının sesini duyan ve birlikte çoğalan bir hafıza alanı kuruyor.